Mayıs ayının gelmesi ve havaların ısınmasıyla biz tatil moduna girmeye başladık, Life Is Yours albümü için son çıkan 2001 isimli Single’ları ile Foals da yaz özlemimizi elinde renkli bir kokteyl ile karşıladı! Hem ”A Knife in the Ocean” gibi daha duygusal ritimleri olan; hem de “My Number“ tarzı şarkılarıyla sokağa çıkıp insanlara şeker dağıtma isteği uyandıran grup, bu sefer yarattığı Disco ve Funk tarzıyla güneşli bir sabahta dans ederek kavaltı hazırlamak isteyeceğiniz bir yaz şarkısı ile geldi. Kendi yorumlarımdan önce gelin birlikte şarkı hakkında bilgi edinelim.
İsminden de anlaşılacağı üzere, Yannis Philippakis basın açıklamasında yeni single‘ın 2001 yazına duyulan özlemi konu aldığını belirterek “2001' geçmişten gelen bir kartpostal gibi hissettiriyor" cümlesini kullandı. O yıllarda henüz bir genç grup olup Brighton’a yeni geldiklerini belirten Yannis, bağımsızlık hissiyatını ilk defa o yıllarda tattıklarını anlattı. “Bu özgürlükleri elde ettiğiniz an, etrafınız ayartıcı şeyler ile çevreleniyor.“ diye ekleyerek, sahildeki şeker ve Brighton rock gibi referansların uyuşturucu ve hedonizmi sembolize ettiğini söyledi.
Benim Açımdan:
Cage The Elephant, Phantogram gibi gruplarla geçmişi olan John Hill bu şarkı için producing rolünü A.K PAUL ile birlikte üstlenmiş. Mixing kısmında ise 10 grammy ödülü kazanmış olan Manny Marroquin‘i görüyoruz. Özelllikle girişteki gitarları ve davullarında Bruno Mars - Uptown Funk vibe’ı hissettiğim şarkı yüksek bir mod ile başlıyor ve çok fazla iniş çıkışı olmadan 4 dakika boyunca yüksek modunu koruyor. Şarkının başlangıcından sonuna kadar aynı nabzı koruyarak ilerlemesi belki şarkıyı kötü olarak tanımlayabileceğim bir sebep olamaz, ama üst üste uzun süre dinlemeyeceğimi gösteren bir sebep olabilir. Ben “What Went Down” şarkısını örnek olarak sunarak içinde build-up ve kopuş gibi öğeler barındıran şarkıları daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. What Went Down parçasında 3.30’dan itibaren gelen kısım bunun mükemmel bir örneği ve benim için grubun en güzel parçalarından biri olmasının başlıca sebebi. Bu sebepten ötürü şarkıyı ne kadar beğensem de, sık dinleyebileceğim bir şarkıdan çok aralıklı zamanlarda modumu yükseltmesi için açtığım bir parça olabilir.
Foals, 2005’ten beri bir sürü farklı türü ve sesi deneyen çok yönlü bir grup olsa da, kendi içimde Foals şarkılarını funk ağırlıklı ve alternative ağırlıklı şeklinde ikiye ayırıyorum. Funk ruhundaki şarkılarda da çok başarılı olduklarını düşünüyorum, fakat daha derin hissiyatlar barındırdıklarını düşündüğüm, şarkının build-up’ını daha başarılı oluşturduklarına inandığım için alternative yüzlerine daha çok yöneliyorum. Bakınız: What Went Down albümü. (Tamam Çağla What Went Down albümünü çok seviyorsun anladık.)
Bahsettiğim gibi alternative rock taraflarını daha uzun soluklu ve severek dinliyor olsam da bu tarz için de başarılı bir parça olduğunu düşünüyorum. Özellikle 1.00 dakikadan itibaren hi-hat’e tıp tıtıs tıp tıtıs yaparak ilerleyen electronic dance tarzı davulları ve P-funk bassline’ları ile güneşli bir havada arabanızda son ses dinleyebileceğiniz bir şarkı olmuş 2001, ve okuduğum kadarıyla da hayranlarından hep olumlu geri dönüşler almış.
Klip
Evet sanırım 2001 için çekilen klibi şarkının kendisinden çok daha fazla öveceğim. A Knife In The Ocean klibinde bize sinematografiyi ciddiye aldıklarını önceden de göstermişlerdi. Sinematografiye çok AÇ bir insan olduğum için daha dar ratiolar’da vintage renkler kullanıp close up çekim yaparak kolayca gönlümü çalabilirsiniz. Her şeyden önce günümüzdeki çoğu klibin tersine Widescreen yerine Classic TV ratio’su kullanmaları klipte iletmek istedikleri nostalji hissiyatını güçlü bir şekilde desteklemiş. Klip hakkında diğer EN sevdiğim şey (benim de çekimlerde genellikle tercih ettiğim bir tarz) kamerayı hareket ettirerek öğeleri takip etmek yerine hep sabit kamera ile stabil çekimler yapmaları oldu. Ayrıca bitkiler ya da dondurma yiyen kız gibi küçük detayları close-up çekimlerle göstermeleri de bizi vibe’ının daha çok içine çekiyor. Ağırlık verdikleri nostaljik renk paletini övmeme gerek yok bence :) Kısacası 2001 klibi benim için şarkıdan daha çok beğendiğim bir öğe oldu, ve eski zamanlarda Costa Brava sahilinde genç olmanın vibe’ını veren bu klibe ileride de sık sık geri dönüp izleyeceğimi düşünüyorum.
2001 parçasının hem pandemi hem de ergenlik açısından kapana kısılmış olma duygusundan kurtulma arzusu ile yazılmış olduğunu belirten Philippakis, funk ruhlu şarkılarına yeni bir tane ekleyerek gelecek albümleri için beni merak içinde bırakıyor.
Bu şarkıyı beğendiyseniz Daffodils - B Side coverlarını da izlemenizi öneririm. Yeni albüme kadar görüşmek üzere, Marmaris’in sıcak sahillerinden öpüldünüz!
Comentarios